GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

AH-1W
Italeri 1/48
Ahmet Dönmez
 

 

 

Silahlı bir hücum helikopteri fikri  doğal olarak insan evladının aklına oldukça erken tarihlerde gelmiş, Taa Kore Savaşı sırasında, taşıma helikopterlerine eşlik edebilecek, ateş gücüne sahip helikopterler- epey dandik olsa da- kullanılmış.O zamanlar pek ciddiye alınmayan bu konsept Kore savaşının bitimini izleyen yıllarda, Süratli  UH-1 Huey  ve CH-47 Chinook helikopterlerinin geniş çapta üretimi ve kullanımına yönelik stratejiler geliştirilmesi ile koruma veya tek başına hücum yeteneğine sahip özel bir helikopter gerekliliği bu işlere kafa yoranların kafasına “dank” ediyor.  1960’ların başlarında Bell Havacılık Şirketi’nin geliştirdiği D255, tasarım temelleri bu güne kadar çok az değişiklik geçirmiş olan ilk üretim modeli AH-1G’in [Hücum-Attack-Helikopter, Tip1, Huey serisinde Yedinci]  temelini oluşturuyor.

Temel tasarım basit: Öne göre yükseltilmiş bir konumda oturan pilot ve onun önünde, silah sistemlerini kontrol eden silahçı-yardımcı pilot. Bu oturma düzeni, mürettebatın görüş açısını önemli ölçüde artırıken, aracın kesitini de ciddi ölçüde küçültüyor, Hedef profili özellikle önden son derece dar. (İlk nesil AH-1’ler sadece 91.5 cm genişliğinde!) 

Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Doğu Asya’daki neşeli macerası kızışmaya başlayınca, 1965’e Amerikan Ordusu bu tür 100 adet helikopterin kısa sürede üretilmesine karar. veriyor. Cephede kullanım sırasında Cobra adı takılıyor ve bu isim resmiyet kazanıyor. [Kobra veya Kopra] da denir! Hava araçlarını isimlendirme  cihazı işi önemli, çünkü ordu havacılık birimi kural olarak bunlara ya orman hayvanlarının ya da, ülkelerindeki, kökünü kazıdıkları Kızılderili kabilelerinin isimlerini vermeyi seviyor. Helikopter UH-1'e verilen  “Iroquois” veya pervaneli keşif ve hafif yer  hücum uçağıOV-1A'nınki   “Mohawk” bu türden isimler. İlk defa başka bir maymunluk yapmaya karar veriyorlar.

Yetmişlerin ortalarında Ordu Hava Kuvvetleri bu helikopterlerin ve silah sistemlerinin performansını artıracak bir çalışma başlatıyor. Böylece, daha gelişkin başka bir hücum helikopteri “Apache” geliştirilene ve yaygın olarak kullanılana kadar hizmette kalmaları sağlanıyor. Deniz Piyadeleri ise daha bir tutucu. “Apaçi de ne? Bozar bizi” deyip,  ellerindeki kobra helikopterlerinin ateş gücü ve motor performansını sürekli geliştirip, sonuçta her koşulda görev yapabilecek, serinin en güçlüsü, iki motorlu  AH-1W’yi envanterlerine katılyorlar. Amerikan Deniz Piyadeleri’nin bulaştığı her çatışmada bu helikopterler de görev alıyor.  

Model:

Beni pek de memnun etmeyen bir İtaleri modeli. Piyasaya sürülmüş bir önceki AH serisi helikopterler aynı alt yapıyı paylaşıyor, kokpit üst yapısı ve motor bölümü değiştiği için bulara ayrı parça halinde geliyor, ama oturma problemleri var.

Kiti 1994’de,  ilk Körfez Savaşı’nın gazı ile aldığımı hatırlıyorum. Bir köşede yapılmayı bekliyordu. Birkaç defa açıp başlanma teşebbüsü kokpit civarını, özellikle de koltukları görünce hüsrana uğramıştı. Sonra, cesareti toplayıp bir detay seti edindim. Fazla adı sanı duyulmamış, ürün yelpazesi fazla geniş olmayan Cobra Company mamulatı bu resin set son yıllarda üretilen akılları baştan alıcı detay setlerinden olmasa da, kitteki kokpitten epey üstün. Üreticinin bir güzelliği de modeldeki prototip egzozların yerine, üretim modelinde kullanılanları eklemiş olması.

 Cobra Company’den başka birkaç detay seti daha aldım. Bazıları ortanın çok üzerinde  detaylara sahip, iyi işlenmiş (Roden Mohawk  kokpit seti gibi) Bazıları ise oldukça basit detaylara sahip ve kalitesiz malzeme ile dökülmüş (Monogram UH1 kokpit seti bunlardan). Fakat, alternatifi olan şeyler olmadığından – hiç yoktan iyidir – diyerek alınabiliyorlar.

Kokpit seti fazla bir ameliyat yapmadan sorunsuzca oturtulabilmekle beraber, egzoz bölümü değiştirilecekse; bu bölümü kesip atmak, yuvayı değiştirmek gerekiyor. Benim beceriksizliğim, parçaların uyumsuzluğu ile birleşince…Eh her zamanki gibi, biraz sıkıntı oldu tabii. Ama üstesinden gelinemeyecek bir şey değil.

 

 Gövdeyi kapatmadan dikkat edilecek nokta, kokpit tabanına ağırlık eklemek. Helikopterin yere tam basabilmesini sağlamak için hatırı sayılır miktar kullanmak gerekiyor. Kokpit bittikten sonra, kanopi çerçevesinin altındaki rayı ve üzerinde hareket eden telsiz ve diğer tertibatın kablolarını yapmak gerekti. Doğru, epey can sıkıcı bir işlem ama, onlarsız da içerisi bir halta benzemiyor kanaatindeyim.

 

 

Helikopter taifesi genel olarak oldukça karmaşık ve narin bir yapıya sahip. Bu narin yapı, maalesef plastikte, özellikle de İtaleri’ nin plastiğinde pek yansıtılabilir bir şey değil. Rotorda yer alan ve pallerin açılarını değiştirmeye yarayan şaftlar da bu çeşitten. Onların gövdelerini çelik çubuklarla değiştirdim. Anlamsız görünen, ama modelin genelinde gerçeklik duygusuna katkıda bulunan bu tür saçmalıklar gerekliymiş gibi geliyor bana.

  Yapım sırasında epey özen gösterdiğim bir nokta da, çok büyük cam yüzeyleri mümkün olduğunca temiz tutup, modeli kokpit camlarının çok parlak olarak bitirebilmekti. Hafif distorsiyon olmakla beraber, iyice parlatınca gerçekten hoş duruyorlar. Camları iyice parlattıktan sonra yumuşak bir fırça ile içten ve dıştan bir kat camsil veya benzeri bir sıvı sürmek yeterli oldu.

Boyama konusunda önümde fazla bir seçenek yoktu. Ya üç renkli standart deniz piyade kamuflajı  yapacak ya da Çöl Fırtınası harekatında  kullanılmış kum kamuflajlı yapacaktım [1]. Üzerlerindeki standart kamuflajın üzerine kum sarısı boyanarak yapılan bu acele kamuflaj çok az işaret (sadece kokpit yanlarındaki taktik sayılar) taşıyor olması, yaklaşık 14 yıllık ıslak çıkartmalarla boğuşmaktan beni kurtaracaktı. Cephe şartlarında yapılan boyama işlemi sonucunda alttaki kamuflajın bazı yerlerde belli belirsiz görünüyor olması, pislik, is vb. boyamayı daha eğlenceli kılabilirdi. Kıldı da…Uzun bir süre elimde oyalanan bu modeli ufak tefek detayları ile tümüyle bitirmem epey zamanımı aldı. Ama sonuç çok da kötü olmadı. Yapılabilir bir model, ortalıkta bulunuyorsa ve helikopter modelleri ilginizi çekiyorsa, alıp yapmakta fayda var.

 

İyi modeller,

Ahmet Dönmez © 2010

 

 

[1] Çöl Fırtınası harekatında kullanılan kum rengi  modelcilere geniş imkanlar tanıyabilir. Deniz Piyadeleri çöle giderken yanlarında uygun iki renk boya götürüyorlar. FS 30279 ve FS 30219 !  fakat orada bu boyalar araçların üzerine bir talimat doğrultusunda “çalınmıyor” Her birlik kandi boyasını istediği gibi kullanıyor, bazıları beyaz boya ile açarken, bazıları olduğu gibi kullanıyor. Dolayısıyla iki birlik birbine benzemediği gibi, bazen aynı birlikte uçan iki araç bile aynı renge sahip değil…FS 30219 bu işlerle uğraşan hemen her modelcinin zulasında olabilecek bir renk…”Viyetnam” Kamuflajı var ya hani? Onun kum rengi işte. Ben biraz daha sarımsı olmasını istediğim için 30279 benzeri bir boya “çaldım” modele.

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.