GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

Henshel Hs-123
Revell - Esci 1/48
Ahmet Dönmez

 

 

Alman Hava Kuvvetleri’nin pike bombardıman ihtiyacına cevap vermek üzere tasarlanan bu uçağın prototipi 1933’de uçtu. Tasarım sürecinin oldukça kısa olması,  prototip modellerde çözümü oldukça  sorunlu bir dizi yapısal probleme neden olmuştur. Seri üretime geçildiğinde ise, pike bombardıman uçağı için gerekli fonların büyük  bir kısmı Junkers Ju87 “Stuka” üretimine ayrılmıştı.  Çift kanatları, açık kokpiti ve zayıf ateş gücü ile çağının oldukça gerisinde görünen bu uçak 1937 den itibaren ön hat uçağı olma özelliğini kaybetti ve uçuş okullarına devredildi.

İspanya İç Savaşı’nın başlamasıyla, beş adet Hs-123A’nın İspanya’ya yollanarak yakın destek görevlerinde denendi. Temel tasarlanış amacı dışındaki bu görev için son derece uygun olduğunun anlaşılmasıyla, İkinci Dünya Savaşı'nın ilk günlerinde  Polonya’da  da etkin olarak kullanıldı.  Askeri açıdan değeri kalmadığı düşünülen bu uçağın yıldızı Sovyetler Birliği seferi sırasında parladı.  Harekatın ilk günlerinde itibaren, yer saldırı filolarında yer alan diğer uçak tipleri çetin ön hat koşullarında yetersiz kaldılar. Oysa Hs-123 basit ve sağlam yapısı, son derece güvenilir BMW 132Dc motoru ile;  donanımsız, ilkel hava alanlarına inip kalkabiliyordu. Yakın destek görevlerindeki bu başarılar inanılmaz kış şartlarında da sürdürüldü. Çamurdan etkilenmemesi için paçalıkları çıkarılmış sabit iniş takımları onlara büyük avantaj sağladı. Ön hat için ihtiyaç duyulan uçaklar eğitim filolarından alınarak yakın destek filoları oluşturuldu. Bindokuzyüzkırküç başlarında yeniden üretim ciddi olarak düşünülmeye başladığında, gerekli tüm kalıp ve tezgahların, bu “modası geçmiş” uçağa ihtiyaç olmayacağından 1940’da imha edildiği anlaşıldı!!! Kullanılabilecek durumdaki son uçaklarda kullanılamaz hale gelince, istemeyerek de olsa,  1944 ortasında tümüyle hizmetten çıkarıldılar.

Yaptığım Hs-123, 1970 ve 80’lerde  epey ünlü olan İtalyan  üretici ESCI tarafından üretilmiş doğruluk ve kalite açısından mükemmele yakın kiti. Amerikan şirketi ERTL  ile birleştikten sonra bir süre daha ortalıktaysa da,  bir süre sonra külliyen ortada kalkmıştı.. (Aynı kalitede Hs-129 modeli gibi..)

İkibinüç yılında Amtech firması aynı kalıplı bir ürünü, Black Box kokpit seti ve paçalıkları sökülmüş iniş takımları seçeneği ile piyasaya çıkardı. Fiyatı da cazip olmasına rağmen o zamanlar almamıştım. Aklım başına geldiği zaman da, artık bulmak imkansızdı. Doğal olarak…

Yakın zamanda modelciler arasındaki Hs-123 açlığının dindirmek gerektiğini düşünen Revell tarafından yeniden piyasaya sürüldü. Uygun fiyatı, mükemmel çıkartmaları ile, güzel yurduma az miktarda geldiği muhtemel bu kutuyu artık ortalıkta göremiyorum. Ama bu defa uyanık davranıp, eşe dosta rica ederek, bir tane edindim sonunda !  (Aynı kit Tamiya tarafından da, çok kısa bir süre sonra allanıp pullanarak yakın zamanda tekrar piyasaya sürüldü. Revell’den epey pahalı olarak tabii).

Her ne kadar ESCI  içe detay tekniğinin öncülerinden olsa da, maalesef bu modeli öyle münasip görmemişler. Ne gam ? Parçalar nerdeyse 30 yaşına bir kalıp için oldukça detaylı temiz, görünür hiçbir yerde kalıp izi yok. İnce parçalar bir parça kalın olmakla birlikte, zımpara ve maket bıçağı marifeti  ile münasip hale getirilebilirler.

İşe kokpit ile başladım. Biraz “uydurma”  sayılabilecek kokpitteki parçalar arasında kullanılabilecek olan koltuk, levye ve borda paneli ile işe başladım,  Black Box setine ait fotograflardan yararlanarak, yeni bir kokpit yapmak çok zor bir şey değil. Koltuğu zımparalayarak inceltmek, kutudaki  kokpit duvarlarını şablon alıp yeni bir bölme duvarı yapmak, ön borda paneline de bir miktar gösterge çerçevesi eklemek çok zamanımı almadı. Emniyet kemerlerini takıp, uygun şekilde boyayınca “şöför mahalli” biraz adama benzedi.

Gövdedeki panel çizgilerini hafifçe zımparalayıp üzerlerinden bir iki kere maket bıçağı ile geçtim. Dışa detay panel çizgilerini, boyadıktan sonra hafifçe zımparalayıp, belirginleştirmek niyetinde olduğum için fazla kurcalamadan bıraktım.

Modeldeki en sorunlu bölgelerden biri, motor muhafazası. Bu bölüm iki parçadan oluşuyor ve   pistonlar üzerindeki subabları ve onların zamanlama mekanizmasını koruyan çıkıntıların birleşim yerlerinin ayrı ayrı macunlanıp, tesviye edilmesi, bunu yaparken de oval forma zarar verilmemesi gerekiyor. Bunlar maalesef;  dokuz silindirli motorun her bir silindir kapağının iki ucunda yer alan subablar  yüzünden 18 tane ! Yapım sırasında canımı  oldukça sıkan iki yerden birisi bu oldu. Diğerine daha sonra geleceğim.

 

Gövdeyi kapatıp alt kanatları da sorunsuz bir şekilde birleştirdikten sonra  sıra esas krize geldi. Üst, ana kanadın gövde ve alt kanatlar ile birleşmesi…Alt ve üst kanatları birbirine bağlayan iki adet geniş dikmenin birleşim yerlerinde doldurulması ve tesviyesi oldukça zor boşluklar kalıyor. Bu dikmelere uygun açıyı verip yerlerine sabitlemek, sonra da tesviye etmek epey zamanımı  aldı. Sonraki aşama üst kanadı gövdeye, ön tarafa bağlayacak dikmeler. Benzer kabus 8 noktada tekrarlandı. Kanadı gövdeye tutturmak için, üstten epey baskı uygulayarak esnetmek gerekiyor. Üst kanadın hafif V açısını vermek için epey ızdıraplı bir yol...  Üst kanat ve gövde arasında mevcut gergi telleri için gövdede delikler açıp, buraları plastik çerçeveden çektiğim ince teller, misina, bakır tel vs türü şeylerle yama teşebbüslerimin hepsi hüsranla neticelendi. Ben de boyayı daha fazla kurcalamaktan vazgeçip,  ilerde Özkan’dan müsadere etmeyi düşündüğüm ince çelik tellerle yapmayı düşündüm.

Uçak ile ilgili,  referans oluşturabilecek fotoğraf ve çizimler acıklı şekilde az. Çağın mucizesi internette de bu konuda pek fazla şey bulamadım açıkçası. Bu ölçekte atlanması pek de şık olmayan kıç ve kanat ucu lambalarının konumuna yardım edecek bir şeyler bulmama rağmen, kokpit kapaklarının iç detayı ve gövdenin sağında, kuyruğa yakın takılması için verilmiş venturi tüpü ile ilgili bir bilgi yok. Burası garip: Uçağın sağ kanat dikmesinde zaten bir pitot tüpü verilmiş, üç görünüşlerin pek çoğunda bu cihaz yok. İnternetteki b.ktan Rus sitelerinde onlarca bulunan birbirinin aynısı profillerin hepsi uçağın sağ yanını gösteriyor ! Zaten küçücük  olan aklım bu sorunun üstesinden gelemediği için, ben de takmadım şeyi. (Muhtemelen modelin bitmesine yakın kaybetmişimdir  zaten onu).

Kanat altlarında kullanılan ikişer tane pilon kutudan çıktığı haliyle oldukça kabaydı. Bunları uygun incelikte olanlar ile değiştirmem gerekti. Oldukça kalın ve pilonlar ile beraber dökülmüş olan bomba tutucu parmakları da bakır telden yaptım. Kutu kapağındaki illüstrasyonda da uçak hem kanatlardaki bomba yükü hem de gövde altı yakıt tankı ile uçar durumda gösterilmesine rağmen, gövde altı yakıt tankı sadece intikaller sırasında kullanılan bir cihaz (mış).

Lambaları şeffaf çerçeveden çekip boyadım ve kanat uçlarındaki yerlerine açtığım deliklere yapıştırdım. Kutudan çıkan egzoz  borularını oturtmak ve o kadar  ızdırap sonucunda inandırıcı bir çift boruya sahip olmanın imkansızlığı; beni, iki lehim telini japonla yapıştırıp, içlerini boşalttıktan sonra Uhu-Tac  ile yerlerine yerleştirmeye sevk etti. Yükseliş dümenleri ve paçalıkları monte ettikten sonra (burada da bir miktar  tesviye işi var maalesef), iş boyamaya geldi.

Hs 123’ler savaş öncesinde oldukça çekici 3 ton splinter kamuflaj ve yön dümeninde geniş kırmızı bir bant üzerinde swastika ile uçmalarına rağmen, savaş dönemi hizmetleri çoklukla, açık mavi RLM 65 ve zeytin yeşili RLM 71'den oluşan  sıkıcı renkler içinde tamamlamışlar. Doğu cephesinde üst kanatların alt uçları ve kuyrukta sarı banttan oluşan “cephe renkleri” bu sıkıcılığı biraz olsun kırıyor. Dost kuvvetler tarafından tanınmayı daha da kolaylaştırmak  için  zaman zaman motor muhafazası da sarı renge boyanmış.

Kış kamuflajı olarak, uçaklar  milliyet ve birlik işaretleri ile  cephe renkleri dışında kolay çıkabilir boya ile  beyaza boyanıyor. Kötü hava şartları ve özensiz boyama  nedeniyle kolayca aşınıp dökülen  bu boyanın altından esas kamuflaj belli oluyor. Bu etkiyi uçağı aynı şekilde boyayarak elde etmek mümkün. Uçağı dikkatle esas renklerine boyayın. Milliyet işaretleri, swastika gibi, geçici kamuflajın atılmadığı yerlerin çevresini biraz örtecek şekilde maskeler kesip bunları uhu-tac türü, kalınlık yapabilecek  bir malzeme ile yüzeye tutturun ki, boyadığınızda sınırlar çok keskin olmasın.  Sonra, uçağınızı ince tabakalar halinde mat beyaz boya ile boyayın. Birkaç kat boya atıp bu tabaka kuruduktan sonra, çok ince bir zımpara ile boyadığınız yerlerin üzerinden geçin. Kantarın topuzunun kaçtığı hallerde  bu bölgenin üzerini tekrar boyayabilirsiniz. Boyadaki bu ton ve kalınlık farkının hatta, yararlı etkileri olacağı da aşikar.

Islak çıkartmalar mükemmel, oldukça ince,iyi sonuç veriyorlar. Doğu Cephesinde görev yapan iki Alman Hava Kuvvetleri uçağı ile, savaş sonrası döneme ait Bir İspanyol Hava Kuvvetleri uçağı yapabilmek mümkün. Swastikalar doğal olarak   mevcut değil. 

Açık kokpitin önündeki küçücük camın alt köşesi maalesef gövde ile aynı eğride değil (daha doğrusu hiç eğri değil). Bu parçayı gövdeye oturtmak için plastik tutkal gibi bir madde ile aradaki boşluğu dikkatle doldurmak gerekiyor.

 

Modeli kazasız belasız bitirdikten sonra, ilk defa kullandığım Humbrol Satin Cote ile son katı attım. Daha önceki  maceraların tüketici tarafından  hüsranla sonuçlandığını Humbol’de biliyor ki, şişenin üzerinde  “vallah billah sararmaz, elimizden geleni yaptık bu hususta” türü bir şey yazmışlar. Biraz geç kurusa da, gerçekten gördüğüm en hoş  yarı mat vernik, umarım diğerleri gibi, bir kaç sene sonra sararmaz.

Yapımı biraz sıkıntılı olsa da, garip bir şekilde çekici bu uçak ve yapımı  tavsiye edilir bir macera. Özellikle kış kamuflajlı olanı…

İyi modeller,

Ahmet Dönmez

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.