|
Anasayfa Kitaplık | ||
First and the Last - Adolf Galland | ||
Methuen & Co. Ltd. Londra 1955,360 sayfa, + 8 sayfa indeks. İngilizce ilk basım. | ||
İnceleme : Ahmet Dönmez | ||
|
||
Kitapta anlatılan, yayınlandığı yıllar da belki çeşitli kaynaklardan teyid edilemediği için şüpheyle karşılanan olaylar, günümüzde İkinci Dünya Şavaşı dönemi Alman Hava Kuvvetleri tarihiyle ilgilenenlerin genel bilgilerinin temelini oluşturmakta. İngiltere savaşı sırasında Almanya içlerine çekilen filosu ile dinlendiği dönemde, çağrılı olduğu doğum gününe birer kasa şampanya ve istakoz götürdüğü sırada hava savaşına tutuşup üç İngiliz Spitfire’ı düşürüşü ve gideceği alana gövde üstü iniş sırasına “aman bizim istakozlara bir şey oldu mu sakın” türü inanılmaz olayları da anlattığı toplam 36 bölümdeki anılarda neler yok ki: -bu arada, 15 nisan 1941 de gerçekleşen “istakozların uçuşu” sırasında kullandığı Bf109-F0’ı 1/48 ölçekte yapmak isterseniz, Aeromaster’in PAF 48-01 numaralı çıkartma setini almanız yeterli....!
Uçuş eğitimi sırasında geçirdiği bir kaza sonucu hastanede 3 ay geçiren Galland hastaneyi kırık bir burun ve sol gözünün korneasında kalan cam kırıklarının sebep olduğu ciddi bir görme bozukluğu ile tek ediyor. Bürokrasi ormanında kaybedilen “uçuşa uygun değildir” raporu, yaklaşık bir yıl sonra geçirdiği 2. bir kaza ile tekrar ortaya çıkıyor! Görme testlerini ezberliyerek, doktorları atlatan Galland tekrar pilotluğa gönüyor. İspanya İç savaşı ve bu savaşta tanıştığı Werner Mölders, Polonya’ya saldırı ve mayıs 1940 da kazandığı ilk hava zaferi, kitabın ilk bölümlerinden. İngiltere Savaşını incelediği bölüm, sonraki yıllarda konu ile ilgili çalışma yapanların temel aldığı bir metin. Bu savaşın kaybediliş nedenlerini son derece yavaş ve savunma silahlarından yoksun Ju-87'nin yanlış kullanımı, büyük umutlar bağlanan Me-110 çift motorlu av uçağının teknik yetersizliği ve kendilerinden oldukça yavaş bombardıman uçaklarını korumak uğruna avcı uçaklarının hareket serbestliğinin kısıtlanışı, gibi teknik ve taktik hatalara bağlıyor. Bu gün de konu ile ilgili hemen hemen herkesin fikri bu doğrultudadır. Bu bölümde dikkatimi çeken nokta, belki de bu kararların alınışında anahtar konumda olanların hala hayatta oluşu nedeniyle, eleştirilerin oldukça yumuşak tutulmuş olması.. Bir kaç yerde , yanlış anlaşılmak istemediği, kimseyi suçlamak niyetinde olmadığını da vurguluyor.. Bugün bu konudaki eleştiriler daha net ve sert olarak yapılmaktadır. Korkutucu bir stratejik hata olarak gördüğü, Sovyetlere açılan savaş ile ilgili ayrı bir bölümde yakın arkadaşı Werner Molders’in bu savaşı heyecanla onaylayışını ve Doğu Cephesindeki savaş şartlarını anlatıyor. Kitapta ayrıca Alman Savaş gemileri Gneisenau ve Scharnhorst’un İngiliz Kanalını geçişi, İngiltereye kaçan Nasyonal Sosyalist Partisi’nin güçlü adamı Rudolf Hess’in uçağını düşürme çabaları gibi konulara da yer verilmiş. Kitabın yarıya yakın bölümü doğal olarak, değişen savaş şartları neticesinde Almanya’nın saldıran taraf olma özelliğini kaybedip, savunmaya geçişi ile ilgili; İngiliz Hava Kuvvetleri ile gece savaşı, Amerikan Hava Kuvvetlerinin endüstri üretimi merkezlerini hedef alan gündüz bombardımanları ve Alman Hava Kuvvelerinin bu akınları durdurma konusundaki umutsuz çabaları insanın içini burkan bir şekilde anlatılmış. Alman Hava Kuvvetlerinin avcı biriminden sorumlu kişilerin başında gelen Galland, kendi hataları olsa da, Almanya üzerindeki savaşta temel sorunu, Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Göring’in zayıflayan otoritesinin yarattığı vakumu doldurmaya çalışan “diğer” güç odaklarına bağlıyor !. Maalesef bu güç odaklarının ne olduğu pek belli değil. Göring ve Hava Kuvvetlerinin içinde bulunduğu umutsuz durum göz önüne alındığında günah keçisi olarak seçildiğini düşünüyor. En azından 1950’ler de... Sanırım ilk defa bu kitapta ve ilk elden anlatılan olaylardan biri de; “Jet Avcı Uçağı Trajedisi” başlıklı bölümde anlatılan, 1943 Aralığında şahit olduğu Adolf Hitler ile Hermann Göring arasında geçen konuşma. Adolf Hitler’in Me262 avcı uçağının bomba taşıyıp taşıyamayacağı ile ilgili soruya Göring’in verdiği “teorik olarak evet, 500 hatta 1000 kilograma kadar bomba taşıyabilecek güçtedir” cevabı Avcı Uçağı olarak çok büyük potansiyele sahip bu mükemmel uçağın belki de Alman Hava Kuvvetlerinin kaderini değiştiriyor. Anlatımına göre, yüksek süratli ve bombardıman amaçlı tasarlanmamış, hiç bir teknik donanımı olmayan Me262 ile ilgili gerçekleri açıklamaları için, ne Galland’a ne de uçağın tasarımcısı Willy Messerschmitt’e fırsat verilmiyor. Üstelik bu uçağın “blitz bomber” potansiyelini göremedikleri için bir de fırça yiyorlar! Kitabın son bölümünün adı tahmin edebileceğiniz gibi “the last”... Teğmen Rütbesi ile Filo komutanı olarak başladığı II. Dünya Savaşını çeşitli ayak oyunları sonunda sürgün edilerek Korgeneral rütbesi ile, gene Filo Komutanı olarak bitirişindeki buruk ironiyi, Bağımsız Avcı Birliği JV44 komutası ile geçen savaşın son günlerinde yaralanışını anlatarak bitiriyor. Bence tartışılır tarafları olsa da, çok ilginç ve Alman Hava Kuvvetleri tarihine ilgi duyanların okuyup kitaplığında bulunması gereken bir “faydalı eser”. Bu kitap büyük bir şans eseri tam elli yıl sonra haziran 2005 de tekrar basıldı. Cerberus Publishing, ISBN 1841450200, internet üzerinden satış yapan kitapçılarda bulunuyor. İyi okumalar... Ahmet Dönmez |
||
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz. |