GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

 P-38J Lightning “Journey s End “
 Hasegawa 1/48
 Tolga Ülgür
 

Yapışkan ve sıcak Bizans havası yazmayı sabote etmekte pek başarılı. Bizans neden bu kadar sıcak ve yapışkan ? Sizi bilemem ama ben oturup düşündüm ve “Entropi” den kıllanmaya karar verdim. Hani şu sistemdeki düzensizlik ve yorgunluğu anlatan kavram var ya, işte ondan. Memleketteki potansiyel şizofreni sayesinde de rahatça beslenir olmuş sözünü ettiğim tespit.

 Entropi Yunanca kökenli bir sözcük. “Kapalı bir sistemdeki iç ısı artışından kaynaklanan düzensizliği işaret ediyor. Bu ısı, mekanik işe dönüştürülemeyen faydasız termal enerji birikiminden ileri geliyor. Sistem bir yandan aşırı ısınırken, diğer yandan da işe dönüştürebileceği faydalı enerjiyi üretemiyor. Artan entropi, sürdürülemez bir durum yaratıyor ve nihayetinde sistemi çökertiyor.” Geri planda da Pompei’nin son günlerini mırıldanırsak görüntü çok daha netleşecek gibi.

 Yazıya böyle girince tarihçe kısmı ile fazla oyalanmayı gereksiz bulmaya başladım. Başlığa bağlı olarak aslında konumuz Lockheed’in meşhur tayyaresi P-38J Lightning olmalıydı. Mecalimiz kaldıysa oraya doğru seğirtelim.

 Lockheed tarafından 1937 senesinde çift motorlu yüksek irtifa av/ önleme tayyaresi olarak tasarlanan P-38 Lightning ilk uçuşunu 1939 yılında gerçekleştirmiş. Üretilen ilk versiyonlar ABD savaşa girmeden hemen önce 1941 Ekim inde teslim edilmeye başlanmış. Lightning, burunda kümelenmiş silahları ve motorların yer aldığı ikiz gövde yapısıyla zamanının diğer Amerikan tayyarelerine pek benzemiyordu. Bu alışılmadık tasarımı nedeniyle Almanlar “Çatal kuyruklu şeytan”, Japonlar ise “iki uçak bir pilot” lakaplarını takmış bu tayyareye.

P-38 ler av-önleme amacıyla tasarlanmış olsalar da savaş boyunca bombardıman, pike bombardıman, yer saldırı, keşif ve uzun menzilli eskort avcı görevlerinde de rahatlıkla kullanılmışlar. Turbo super charger  ile desteklenmiş iki adet Allison V1710 motoru ile takatlandırılan P-38J  460 mil/saat ile içlerinde en hızlısı olarak kayıtlara geçmiş.

 Bu tayyare, 11,5 metre boyu ve 15,85 metre kanat açıklığı ile Amerikan hava kuvvetlerinin İkinci Dünya Savasında kullandığı en büyük tek kişilik avcı tayyaresiydi. Silah yükü hepsi burunda olmak üzere bir adet 20 mm top ve 4 adet 12,7 mm Browning ağır makineliden oluşmaktaydı. Kanat altındaki istasyonlarda ise duruma göre bomba, füze ya da yakıt tankı taşınabilmekteydi.

 Mevcut 410 galonluk yakıt kapasitesi kanat altındaki dış tanklar ile 1.010 galona çıkıyordu. Böylelikle menzil 3640 km ye kadar  uzanabilmekteydi. Bu durum P-38 lerin Pasifik de çok etkili olmasını sağlarken, diğer yandan Avrupa cephesinde 4 motorlu ağır bombardıman uçaklarına eskortluk yapabilen ilk avcı tayyaresi olmasını da sağlamaktaydı.

Modeli yapılan tayyare, 1943 Kasım ayında “Nuthampstead” İngiltere’de 55 nci Avcı grubu 38 nci filoda Joseph Meyer tarafından uçurulan P-38J “Journey s End”.

Hasegawa’nın derin sayılabilecek kutusundan çıkan kalabalık plastik yığını şişkin bir poşeti rahatlıkla dolduracak nüfusa sahip. Çok parçalı tasarım tipik ve aşina olduğumuz Hasegawa yaklaşımını işaret ediyor. Zaten müessese F modelinden J modeline kadar birçok versiyonu zamanında pazara sunmuştu. Ancak bugünlerde bunları “Ebay” dışında bulmak pek kolay değil. Yoksa siz mahallenizin hobicisinde bulabiliyor musunuz bunları?

Yapım her zamanki gibi geleneksel kokpit şenlikleri ile başladı. Genel olarak idare eder gibi dursa da birkaç noktaya dışarıdan eleman ithal etmeye karar verdim. İlk olarak pilot koltuğunu hiç düşünmeden Ultracast’dan temin ettim.

Gösterge tablosunu –nihai olarak sığındığı kuytudan pek gözükmese de- Eduard’tan transfer ettim.

Yapısı itibariyle, tek bir tayyare için aynısından 2 adet gövde yapılması icap ediyor. Gövdelerin alt kısmındaki ana iniş takım yuvaları biraz keyif kaçırdı. Oturma çok başarılı olmadı nedense. Sevilmeyen aralıklar kaldı. Oraları göt kıllarıyla dolduruldu. Nasıl olsa memlekette çok var. Üzerine macunu yiyince nerenin kılı olduğu anlaşılmıyor bile.

Gövde üzerinde de bazı modifikasyonlara yöneldim. Hasegawa’nın kutusundan çıkan “turbo super charger” kaplamasındaki detaylar gözüme hem yetersiz hem de hatalı gözüktüğünden bu konuda Quickboost’tan yardım almaya karar verdim. Bu elemanlar detay olarak gayet hoş görünüyorlar. Ve fakat kendilerine ayrılan boşluk biraz bol geldi. Ne iş? Oraya da malum dolgudan bir miktar icap etti.

Quickboost’tan ikinci destek gövde yanında yer alan hava alıkları için geldi. Bu parçalar sorunsuzca yerleştiler yerlerine.

Boyama her zaman olduğu gibi Gunze akrilikleri ile yapıldı. Üst yüzeyler pek iyi bilinen Olive drab  rengine, alt yüzeyler ise Neutral grey rengine boyandılar.

“Journey s End”in çıkartmaları için Superscale in 480943 nolu setini kullandım. Malzeme her zaman ki gibi iyi. Sorunsuzca yerleştiler.

Burunda yer alan silahlar için kutudan çıkan “plastik cıbıh”lar yerine Master model in kapısını çaldım. Bu metal elemanlar gayet güzel iş görüyor.

Son olarak tekerlekler için yine Ontario eşrafından Ultracast’a müracaat ettim.

Aslında modeli daha fazla kurcalamadan mevcut haliyle bitirecektim ancak son dakikalarda kokpit kenarları ve kanatlarda biraz boya dökülme efekti yapma fikri ağır basmaya başladı. Özkan’ın da yangına galon galon benzin dökmesiyle elime geçirdiğim “silver” kalemler ile işe giriştim.

Eldeki referanslara bakarak olabildiğince, kedinin kuyruğunu zedeleyip koparmadan bu etkiyi yansıtmaya çalıştım. Artık olduğu kadar olmuştur kanaatindeyim.

İyi modeller

Tolga ÜLGÜR

Mayıs ortası 2016

     
     
     
Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.