GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

Republic P-47D1 RE Thunderbolt
Tamiya 1/48
Tolga Ülgür

 Tarihçe:

 

Bindokuzyüzkırkiki yılının sonlarında birliklere gönderilmeye başlanan P-47C'lerin yerini 1943 nisan ayından itibaren  D modeli almaya başladı.

Önceki versiyonda ortaya çıkan hararet sıkıntısı nedeniyle motor havalandırma kapakçıklarına ilaveler ilk kez D1 modelinde gerçekleştirildi. Daha sonraları bu ilave kapakçıkların şekli D10 modelinden itibaren şekil değiştirerek bilinen klasik eğimli görünümüne kavuştu.

P-47D1'de Pratt & Whitney’in 18 silindirli hava soğutmalı R 2800-21  Double Wasp radyal motoru bulunmaktaydı. Detay meraklıları için bu iri makinenin çapının yaklaşık 1,3 m  ağırlığının ise 1 ton civarında olduğunu ilave edebilirim.

P-47D1'de kullanılan  3,71 m çapındaki(12’ 2”) Curtiss C642S pervanesiydi. C642S, P-47D-22  modeline dek kullanılmaya devam etti.

P-47'ler aynı zamanda  yüksek irtifada performansının etkilenmemesi için turbo supercharger kullanan ilk tek motorlu avcı uçağıydı. İkibin beygirlik motor sayesinde maksimum hızı 690 km.ye kadar ulaşmaktaydı.

D1 modelinin her kanadında alışılmış olduğu üzere dört adet 0,5 kalibrelik Browning makineli tüfek bulunmaktaydı. Kanat altında ise “pylon” lara henüz rastlanamamaktaydı.(D-15 den itibaren  standart olarak uygulanmaya başlandılar)

Gövde altında bomba yada yakıt tankı taşıma düzeneği D5 den itibaren yer alsa da , önceki versiyonlara bulundukları birliklerde daha sonra uygulandı. (Bu iyileştirme P-47 C modelini de kapsamaktadır). Tümü Farmingdale tesislerinde toplam 105 adet P-47 D1 üretildiği elimdeki kaynaklarda not edilmiş.

Modeli yapılan, İngiltere Halesworth'da 61 FS/ 56 FG'ye ait  P-47D1 “In the Mood” 1943 yazında  Gerald Johnson tarafından kullanılmış. Gövde üzerindeki ibareden bu D1'in Michigan, Jackson County sakinlerince finanse edildiği anlaşılmakta. (Bu konuda istenmeden de olsa eğer bir malumatsızlık mevcut ise PYN up decals kılavuzdaki ibare ve ifadelerle bunu kolayca giderebiliyor )

Pilot Gerald Johnson’un 1944 mart ayında uçağının vurulması sonucu esir düşene dek 16,5 luk  “kill ratio” skoruna sahip olduğunun bilgisi yine aynı satırlarda yeralmakta.

 Model:

Şu ana dek yapmış olduğum birçok Tamiya P-47'den sonra bu model hakkında fazla söz sarfına gerek yoktur sanırım. Dileyenler önceki P-47 çalışmalarındaki anlatımlara göz atmakta tamamen serbesttirler.

Üzerime vazife aldığım üzere, Tamiya kitlerinden hatırı sayılır bir P-47 serisi oluşturma gayretlerine devam etmekteyim. (Bir tür rahatsızlık diyerek geçelim bence...)

Hayır henüz bıkmadım ama zamanla o da olur korkarım ki.

Bunun yansıması olarak, aynı zamanda  vadesi gelen terapi ihtiyacını da aradan çıkarmak maksadıyla , mahzendeki P-47D Razorback kutularından birine ani ve de çevik bir hamle yaparak mevzuya başlamış oldum.

 

Yapım:

 

Bay Tamiya’nın gönderdiği kutudan çıkan parçalarla yetinerek  P-47D-10'dan sonrasını (D-23'e kadar) yapmak mümkün.

Tamiya kiti ile P-47D'nin ilk modeli D1'i yapmak için motor kaportasının flaplarında küçük bir değişiklik yeterli olmakta.

Bu değiştirme hareketi için “bilmem kaçıncı 5 yıllık kalkınma projesi” çerçevesinde planlandığı üzere hazırlığımı çoook önceleri zaten yapmıştım.

Yukarıdaki satırlardan birinde değindiğim gibi  P-47C'lerde görülen “hararet” sorununa çare bulmak amacıyla D modelinde her iki tarafta aşağıya doğru  ikişer adet flap ilave edilmiş. Bu ilave edilen flaplar D-10 modelinden itibaren şekil olarak aşağıya doğru daralan kavisli  bir forma sahip olmuşlar. Kutudan çıkan parça da D-10 ve sonrasında kullanılan “kavisli şekle sahip” olduğundan değiştirilmesi gerekmekte. Lütfen resimleri inceleyerek mutabık kalalım.

Lafı daha fazla uzatmadan söyleyeyim,  LOON models'in LO48207 kod numaralı P-47D Early Cowl Flaps  parçasını kullandım.

Kesme biçme hareketi olmadan direkt uygulanıyor oluşu başlıca tercih sebebi. Kutudan çıkan parça ile karşılaştırdığımızda D1 modelinin sonraki versiyonlardan farkı net bir şekilde görülüyor.

 

Bu değişiklik rahatlıkla bertaraf edildikten sonra her zaman olduğu gibi kokpit  parçalarını boyayarak / birleştirerek başladım işe.

Kokpit kutudan çıktığı gibi yapıldı. İlave olarak sadece Eduard’ın erozyona uğratılmış metal kemerlerini  kullandım.

Gösterge tablosu siyaha boyandıktan sonra kutudan çıkan ıslak çıkartmayı yerleştirdim. Kurumasına yeterince fırsat tanıdıktan sonra vernik püskürterek sabitledim.

Kokpit yeşili için P-47'lerimde yıllardır kullandığım Gunze’nin H308 kod numaralı rengini kullanmayı sürdürdüm. Bu ton eskitmeyi yedikten sonra Republic’in kokpit yeşilini bana göre gayet iyi yansıtmakta.

Bilahare boyanan parçalar bir miktar yağlı boya ile eskitilerek yerlerine takıldı.

Kokpitin toparlanmasının ardından  gövde kolayca birleştirildi. Özellikle Razorback versiyonun gövdesi Damla kanopilere göre çok daha sorunsuz ve de zahmetsiz toparlanmakta.

Sırada motor parçaları var:

Silindirler her zamanki gibi Alclad ile alüminyum tadında boyandılar. Biraz eskitildiler, yerlerine yerleştirildiler.

Kanat altındaki pylon‘ların bu projede kullanılmadığını tekrar belirtiyorum.

 

Burun kısmının gövdeye yapıştırılmasının ardından kanatların da takılmasıyla gövde çabucak tamamlanıyor. Çok az miktarda tesviye işleminin ardından astarlanarak boyanmaya hazır hale geliyor.

Öncelikle iniş takım yuvaları olması gereken “yellow primer” rengine Tamiya akrilik ürünleri kullanılarak boyandılar.

Boyanan bölgeler makul kuruma süresini müteakip maskelendiler.

Gövde ve kanat alt yüzeyleri Gunze’nin katkılarıyla  Neutral grey rengiyle tanıştılar.

Akabinde yine Gunze’nin Olive Drab akriliği ile üst yüzeyler boyandı.

Panellerin içi solduruldu biraz.

Son olarak ID bantlar ile burundaki uç kısım  maskelendikten sonra Tamiya beyazına boyandı.

Boya vernik işlerinin sona ermesiyle sıra ıslak çıkartmalara geldi. Kutudan çıkan çıkartmalar pek fazla rencide edilmemeye çalışılarak olduğu gibi yedek kutusuna itelendiler.

D1 versiyonundan özellikle yapmak istediğim uçak olan In the Mood’ un piyasada çıkartmaları pek bulunmuyor. Bir ara Hasegawa’nın modellerinden birinde verilmişti. Ancak “hatun kişi” figürün hali pek de iştah açar cinsten değildi.

PYN up Decals'ın  geçtiğimiz yıl her birini 300 adet olarak sınırlı miktarda piyasaya sürdüğü özel üretim çıkartmalar arasında bu versiyonu görünce fazla dayanamayıp getirtmiştim.Bu sınırlı miktar kavramı doğrudan fiyat elastikiyetini de harap ettiğinden ürünün maliyeti konusuna hiç girmiyorum bile ( aklı başında bir insanın vereceği miktarın çok üzerinde).

Bir cinnet esnasında sipariş etmiş olmalıyım tadında kendimi avutup duruyorum . Hayır sevgili içişleri bakanım bunun maliyeti konusunda henüz herhangi bir malumata sahip değil neyse ki, örtülü ödenekten karşılamayı yeğlediğimden komisyona sokmadan hallettik meseleyi.

PYN up Decals sadece, Cutting Edge’in de üreticisi olan, Meteor Productions tarafından pazarlanmakta .Şu an piyasada çoğu tükenmiş görünen bu ürünlerin ticari kaygılarla bir ikinci “300 adetlik üretimi” gerçekleşir mi bilinmez ama, fena halde “Para” bu; kime ne yaptıracağı da belli olmuyor açıkçası!

PYN up Decals’in PYN48005 nolu setinde bakım işaretleri ,kod numaraları ile forsların bulunduğu çıkartma sayfası gayet  ince ve de  kaliteli. Söz konusu cihaz ile ilgili az bulunur  hoş bir referans fotoğrafı eklemeyi de ihmal etmemişler. Bu serinin özelliği olarak  Nose art çıkartmaları ayrı bir parçaya ince bir film tabakası olarak basılmışlar ve de pek güzel olmasının yanında  aşırı derecede hassaslar. Bu hassasiyetin bedelini uygulama esnasında  bir şekilde ödüyorsunuz hiç merak etmeyin.

Suda fazla bekletmeden ve zedelemeden doğru yere anında ve de tek hamlede nokta atışı yaparak bırakmanız gerekiyor. Aksi takdirde birazcık oynadınız mı şok edici dökülmeler yaşanmakta. Bu nedenle biri yedek olmak üzere 2 adet verilen bu “nose art”lardan birini bu şekilde heba etmiş oldum. İkinciyi yerleştirirken elde başka yedek olmadığının ve bu meretlerden de artık piyasada kalmadığının farkındalığı beni bir hayli gerdi açıkçası.

Bu gerginliği yaşamamak için önceden bu tabakaları verniklemek bir çözüm olabilir belki. Ancak bu kez de malum “fazla kalın olmuş bunlar” sızlanmaları sizi,bizi uykusuz bırakır mı bilemiyorum. Açıkçası mecbur kalmadıkça pek alınası ve de uygulanası değiller gibi . Biraz fantezi sanki. Benden daha yetenekli modelcilere layık oldukları da kesin...

Sıkıntılı geçen ıslak çıkartma uygulama sürecinin ardından  parlak vernik ile eskitmeye hazır hale getirildi

YAĞLI BOYA eskitmenin ardından Alclad marifetiyle metal rengine boyanan iniş takım dikmeleri  yerlerine takıldılar. Mat vernik ardından egzost izleri vesaire  uygulandı.

Kanopi camları daha önceden elime geçirdiğim eski tip konvansiyonel  Eduard ürünleriyle maskelendiler. Ancak bundan sonra yeni model sarı renklileri tercih edeceğim kesin.

Kokpit içine son olarak P-47'lerimde standart bir uygulama haline getirdiğim Tally Hoo'nun metal nişangahı da ilave edildi.

Tekerleklerin takılması ve anten telinin de makul düzeyde gerilmesini müteakip “acaba hala eksik bir şey kaldı mı ki?” sorularını kendi kendime sorarken model bitiverdi.

 İyi modeller.

Tolga ÜLGÜR © Temmuz 2006

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.