GALERİ

www.ozkanturker.com


 

Anasayfa  Galeri Menü

SPITFIRE Mk 1a
TAMIYA 1/48
Tolga Ülgür

   

Tarihçe

Reginald Mitchell tarafından dizayn edilen ve Supermarine fabrikalarında üretilmeye başlanan Spitfire karakteristik kanat yapısı, ince gövdesi ve zamanına göre üstün performansı ile oldukça tercih edilen bir tasarım oldu.

Savaşın ilk yıllarından sonra Hurricane’lerin yerine geçerek Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin (RAF) tek kişilik temel avcı uçağı oldu. Savaş boyunca ve sonrasında Mk1’den (Mark olarak adlandırıldılar) Mk 24’e kadar farklı modellerden toplam 20.300 adet civarında üretilmiştir.  

İlk model Mk1 1937 yılı sonunda Woolston’da yeni kurulan tesislerde üretilmiş. Mk1’de 1.030 beygir gücünde,  sonraları Merlin olarak adlandırılan Rolls Royce P 12 motoru kullanılmış. Spitfire Mk1’in alt kırılımlarını aşağıdaki gibi inceleyebiliriz:

 

Mk1 :  İlk 77 adet uçak  Mk1 adıyla ve 2 palli ahşap pervane kullanılarak üretildi. Kanatlarda toplam 4 adet 0,303 inch’lik Browning makineli tüfek bulunmaktaydı.

 

Mk1A:  Bu modelde 2 açılı 3 palli metal pervane kullanılmış. Kanopinin üst kısmı bombelendirilerek görüş açısı ve kullanım iyileştirilmiş . Silah yükü arttırılarak kanatlarda 8 adet 0,303 lük makinali barındırır hale getirilmiş.(A tipi kanat )

 

Mk1B:  Kanatlardaki silah kapasitesi  2 adet 20 mm Hispano top ve  4 adet 0.303 mm lik makinalı tüfek olarak değiştirilmiş. (B  tipi kanat )

Elimdeki kaynaklarda Mk1 serisinden toplam 1583 adet üretildiği belirtiliyor.

 

Türk Hava Kuvvetleri İkinci Dünya Savaşının hemen öncesinde  av filolarını yenileyerek güçlendirmek maksadıyla yeni arayışlara yönelmişti. Bu arayışların neticelerinden biri de Spitfire Mk 1’lerin alımıydı. Bu bağlamda 15 adet Mk1 siparişi verilmiş ancak,  İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla 18.9.1939’da Polonya siparişleri arasından 1 adet, 1940 Mayıs ayında da ayrıca 2 adet Mk1A Supermarine tarafından Türkiye’ye gönderilmiş ve 2901, 2902, 2903 olarak envantere alınmışlar. Bu uçaklar 4. Alaya bağlı 42’inci Avcı bölüğünde Hurricane’lerin yanında eğitim amaçlı olarak kullanılmışlar.. Yedek parça sıkıntıları nedeniyle kısa süre içinde (Aralık 1940) kullanım dışı kalmışlar. Bunlardan 2902 ve 2903 numara 1942 yılında İngilizlere iade edilmiş. (RAF da HK 954 ve HK 956  olarak kullanılmışlar)

Modeli yapılan uçak 2901 numara ile  envantere alınan ve 1940 sonuna dek hizmette kalan  Mk1A.

Model:

Tamiya’nın Türkiye’de popüler ve rahatça bulunan, fiyat konusunda da pek sıkıntı yaratmayan, kiti hakkında fazla söze gerek yok aslında. Söylenmesi gerekenler 10-12 yıl önce ilk kez piyasaya girdiğinde  bol bol söylenmiş de olabilir. Çoğumuz bir kere yapmış bile olabiliriz bu kiti farkına varmadan .

Doksanlı yılların başlarında Tamiya’nın piyasaya çıkardığı her kit gibi bu da gerek yüzey detayı gerekse parçaların oturması gözönüne alındığında çıkış dönemi açısından oldukça devrimci sayılır. Yapım aşamaları  insanı yormuyor.

Sorunsuz - sıkıntısız - rahat kitlerden hoşlanmayıp, hayatın tadını huysuz ve yapım aşamasında yer yer küfürleşmelere neden olan hoşgörüsüz kitlerde bulanlar bu üründen pek keyif almayabilir. Zira her şey fazlasıyla kolay ilerlemekte.

İki adet çerçeveye dağıtılmış yaklaşık 50 küsur plastik parçadan oluşan kitin kutusundan ayrıca doğal olarak, iyi sayılabilir bir şeffaf parça grubu ile her zamanki gibi halı kalınlığındaki ıslak çıkartma seti ve bunları kullanmaya yardım eden yapım kılavuzu çıkmakta. Ayrıca, 1/48 ölçekli kit ile birebir boyuttaki kamuflaj semasının da fiyata dahil olduğunu unutmadan söyleyeyim.

Yapım:

Kokpit parçaları “RAF Interior green” rengine boyanarak yapıma başlandı. Koltuk aşina olduğumuz üzere bakalit rengine boyanarak çeşitli tonlarla eskitilerek homojen tek tip renkten kurtarmak için ortam yaratıldı.

 

 

Koltuk kemerleri Eduard’ın erozyona uğratılmış metal ürünleri kullanılarak oluşturuldu.

Gösterge tablosunda herhangi bir çıkartma kullanmak yerine doğrudan boyayarak bir sonuca ulaşmayı tercih ettim.Göstergelerin bulunduğu kısım siyaha boyandıktan sonra kuru fırçalama ile detaylar belirginleştirildi. Akabinde, bazı ilave renklendirmeler ile detay seviyesinin yükseltilmesi amaçlandı . Sonuç beni tatmin etti sayılır.

Kokpit parçalarının birleştirilmesinin ardından iki parçadan oluşan gövde kapatıldı. Birleşim yerlerinde çok az miktar tesviye ya da macun kullanımı görüldü. Kanadın alt arka tarafının gövdeye birleştiği alanda ise ortalamanın üzerinde tesviye ihtiyacı hasıl oldu. Kanatların montajından sonra sıra haliyle boyaya geldi. 

Boyamaya ilk olarak kuyruk dümenini “olabildiğince makul bir kırmızıya” boyayarak başladım. Beyaz renkli hazırlık zemininden sonra ”Makul kırmızı” tatbik edildi. Akabinde bu alan maskelenerek  diğer kısımlar boyanmaya devam edildi

Spitfire Mk1 lerde B tip denilen boyama şeması kullanılmış. Arada, A tipi denilen şema ile boyanmış bazı örneklere zaman zaman rastlansa da B tip kamuflaj RAF  tarafından 1940’a kadar kullanılmış. 1941’den itibaren ise sadece  A tipi şema kullanılmış.

Britanya’dan gönderilen bu uçak alt yüzeyler hariç klasik RAF renkleri ve kamuflajına sahip. (RAF’ın erken dönem avcı uçaklarında sadece bir kanat siyaha boyanıyordu) Üst yüzeylerde “dark green” ile “dark earth” kullanılmış. Alt yüzey konusunda referans olarak doyurucu kaynaklara ulaşabildiğim söylenemez. Bu konuda edindiğim bilgiler daha önce bazı yayınlarda yazılanlar ve yapılmış az sayıdaki birkaç  modelden ibaret. Bulabildiğim resimlerde ise alt taraf  pek görünememekte.Yapılmış modelleri referans alarak ilerlemeye karar verdim.Gövde altı rengi konusunu Özkan Türker ile de teyitleştikten sonra alt  yüzeyleri siyaha boyayıp,  panel içlerini biraz açmaya çalıştım. 

Boya işlerinden sonra sıra çıkartmalara geldi. Kuyruktaki ay yıldız figürü için Turquoise Decal in setinden yararlandım.Türk Hava Kuvvetleri çıkartması üreteceğim iddiasıyla ortaya çıkarak bunu bir türlü başaramayanlara da rastladığımız şu günlerde, gerek ilan edilmesinden sonra çok kısa sürede piyasaya verilmesi,  gerekse söz konusu ürünlerin kalite seviyesi nedeniyle “Turquoise Decal” bence övgüyü hak ediyor.

 Kanatlardaki forslara sıra geldiğinde, boyut açısından Turquoise’ın setindeki forsların bunu karşılayamadığını gördüm.Bu nedenle tüm kare forslar Tamiya bant marifetiyle maskelenerek boyandılar. Tabii önce beyaz arkasından kırmızı.

 

Gövde yanında yer alan   siyah “1” rakamı için yedek kutusunda bulduğum bazı çıkartmalardan faydalandım. Bunun için bir çift aynı karakterde basılmış  “4” rakamının kollarını keserek istediğim “1” rakamına ulaştım sanıyorum.

Tüm bu yapılanlar Tamiya X22 verniği ile korunmaya alındıktan sonra, yağlı boya ile eskitme faaliyetlerine maruz bırakıldılar. Alt tarafta oldukça açık bir ton kullanarak panel çizgilerinin belirginleşmesini sağlamaya çalıştım.

Modele , son günlerdeki takıntım olan Ultracast’ın rezin egzostlarını ilave etmeyi ihmal etmedim. Ultracast’ın 61032 kod nolu Spitfire Mk1 egzostları icap eden renge boyandıktan sonra yerlerine monte edildiler.

Hazır Ultracast’ı ziyaret etmişken son dakikada alışveriş sepetine attığım 3 palli Spitfire Mk 1 pervanesi ilave edilen bir diğer güzellik oldu. Kutudan  çıkan parçadan daha iyi sonuç verdiği tartışılmaz.

Sona doğru yaklaşırken son bir hamle ile bir ilave daha yaptım. Kutudaki nişangah pek hoşuma gitmedi, bu nedenle Cutting Edge’in nişangahını kullandım.

Bu işlemlerden sonra iniş takımlarının montajı ve kanopinin boyanarak takılması ile bitime yaklaşıldı.Yine bulabildiğim referans fotosundan anladığım kadarıyla kanopi üstünde ayna bulunmadığına karar verdim ve ilgili parçadaki boşluğu crystal clear ve çok az miktarda kamuoyunda “japon” olarak da bilinen  “cyanoacrylate”  yapıştırıcı ile doldurdum. Sonrasında minör tesviye faaliyetleri.

Mat vernik olarak her zamanki gibi Gunze H20 yi kontrollü şekilde püskürttüm. Gövde altında bir miktar yağ kaçağı simüle edilmeye çalışıldı. Elimdeki fotoğraftan gördüğüm kadarıyla egzost kirlenmesi minimum düzeyde, hatta hiç yok gibi duruyor. Bu nedenle belirgin olmayan pek hafif bir egzost izi uygulamasıyla  modeli bitirdim.

 

Bu uçakların atış amaçlı uçuşlar dışında makineli  tüfek yuvalarının kiremite yakın renkli bezler ile kapatıldığı bilinmekte. Ancak bu görüntü pek içime sinmediğinden bu çaputları takmak istemedim bir türlü. Binaenaleyh veya binaen-ala-zalik,  uçağın atış  talimi yapmak üzere çalıştırılmasına ramak kalmış, ya da henüz bir iki dakika önce sıkı bir talimden dönmüş olarak varsayılmasında mantıken fayda görüyorum.  

İyi modeller

Tolga Ülgür - 2006

Referanslar:

Turkish Military Aircraft  Since 1912 - Ole Nikolajsen

Spitfire in action   -  Squadron Signal

Havacılık Müzesi Plastik Model Uçak Klübü -Haziran 2001 Bülteni

 

Bu sayfadaki yazı ve fotografların tüm hakları  www.ozkanturker.com sitesine ve yazarına aittir. İzinsiz kullanılamaz.